Fibromiyaljinin Olası Nedenleri, Teşhisi ve Yönetimi
Fibromiyalji, bilim insanlarının hala tam olarak çözemediği geniş bir hastalık yelpazesinin bir parçasıdır. Teknik olarak, isim üçe bölünebilir; fibro: lifler, myo: kas ve alji: ağrı anlamına gelir. Bu nedenle fibromiyalji, kaslarda ve diğer fibröz bağ dokularında ağrıya neden olan bir durum olarak tanımlanabilir. Fibromiyalji, yorgunluk, uyku, hafıza ve duygudurum sorunlarının eşlik ettiği yaygın kas-iskelet ağrısı ile karakterize bir hastalıktır. Fibromiyalji, dünyadaki en yaygın kronik ağrı durumlarından biridir. Araştırmacılar, fibromiyaljinin beynin ağrı sinyallerini işleme biçimini avcılar escort etkileyerek ağrılı duyuları artırdığına inanmaktadır. Belirtiler bazen fiziksel travma, cerrahi, enfeksiyon veya önemli bir psikolojik stresten sonra başlar. Diğer durumlarda, belirtiler tek bir tetikleyici olay olmadan zamanla yavaş yavaş birikir.
Fibromiyaljiye Neler Sebep Olabilir?
Fibromiyaljinin nedeni hala biraz gizemdir ancak nedenler arasına dahil olabilecek birkaç faktöre işaret eden araştırmalar vardır. Araştırma ayrıca bu durumun gelişme şansını artırabilecek risk faktörlerini de içerir. Uzmanlar fibromiyaljiye neyin sebep olduğunu tam olarak bilmese de aşağıdaki birkaç faktör söz konusu olabilir:
Genetik mutasyonlar: Fibromiyalji ailesel geçiş eğilimindedir. Bazı insanların fibromiyalji olma için riskini artıran tanımlanmamış bir genetik anormallik olması muhtemeldir. Bazı genler vücudun ağrı tepkilerini düzenleme şeklini kontrol edebilir. MTHFR (Metilentetrahidrofolat redüktaz ), folik asit üretiminde yer alan önemli bir enzimin adıdır. Folik asit (ya da folat), vücutta detokstan eski dokuların yenilenmesine kadar bir dizi süreçte yer alır. Enzim mutasyona uğradığında, görevlerini verimli bir şekilde yerine getiremez ve çok önemli bir asit eksikliğine yol açar. Bilim insanları, fibromiyaljili kişilerin, başka bir kişinin acı verici olarak algılayamayacağı uyaranlara güçlü bir şekilde tepki vermelerine neden olan bir veya daha fazla gen taşıdıklarını tahmin etmektedir.
Besin eksiklikleri: Fibromiyalji için önemli risk faktörlerinden biri besin eksikliğidir. Demir, kobalt, krom, bakır, iyot, manganez, selenyum, çinko ve molibden gibi mikro besinler, magnezyum, D vitamini ve B12 vitamini de dahil olmak üzere bu durumda en çok işe karışanlardır. Bazı durumlarda diyetteki artmış magnezyum düzeylerinin semptomların şiddetini tersine çevirmeye veya azaltmaya yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.
Gluten intoleransı: Glutenin fibromiyaljiye tam olarak nasıl neden olduğunu açıklayacak fazla bir bilgi yoktur fakat ikisi arasında yeterli ilişki vakası vardır. Gluten intoleransı, uyku sorunları, yorgunluk, depresyon, davranış sorunları, bilişsel bozukluk ve ağrı gibi benzer semptomlara sahip diğer birçok hastalıkta özellikle rol oynamaktadır.
Toksinler: Toksinler vücuttaki kasları ve escort avcılardiğer bağ dokularını doğrudan etkiler. Civa gibi bazı ana suçlular fibromiyalji gibi hastalıkları tetikler. Bu toksik elemente uzun süre maruz kalmanın, kanser dahil genel semptom spektrumunda fibromiyaljiye ve diğer hastalıklara neden olduğu gösterilmiştir.
Aşırı Candida büyümesi: Fibromiyaljisi olan çoğu insanda candida aşırı büyümesi olduğunun bulunması ilginçtir. Bu mantar normal olarak sindirim kanalında ve genitoüriner sistemde bulunur, ancak düşük bağışıklık durumlarında sistemlerde koloni haline gelebilir. Teorilerin çoğu, kana giren ve yollarındaki herhangi bir sisteme zarar veren bakteriler tarafından salınan toksinlere işaret eder. Esas olarak ağrı ve yorgunluk belirtileri ile ilişkilidir.
Anormal Ağrı Sinyali
Fibromiyaljisi olan kişilerde, sinir sistemi ağrı sinyallerini her zamanki gibi işlemeyebilir. Serotonin, norepinefrin (noradrenalin) ve dopamin gibi hormonlar vücudun ağrıyı işlemesine yardımcı olur. Beyin ve sinir sistemindeki bu hormonların normalden daha düşük seviyeleri ağrı sinyallerini kesintiye uğratabilir ve o duyarlılığı artırabilir.
Hormonal Dengesizlikler
Fibromiyaljiyle ilgili olduğu düşünülen iki anahtar hormon vardır. Birincisi, adrenal bezler tarafından üretilen adrenalindir. Bu bezler enfeksiyondan, toksinlerden veya beslenme bozukluklarından kaynaklanan strese çok duyarlıdır. Başarısız olduklarında, düşük adrenalin seviyeleri büyük yorgunluk ve egzersiz intoleransı olarak kendini gösterir. Bir diğer önemli hormon tiroid hormonudur. Bu hormonun seviyelerindeki dengesizlik, uyku bozukluğundan düşük enerji seviyelerine kadar çok sayıda sorunla sonuçlanır.